Kenan EROĞLU: “ZAMANLAMA ÇOK MANİDAR…”

“”ZAMANLAMA ÇOK MANİDAR…””

Kenan Eroğlu

Odgurmuş: Özellikle de siyasiler arasında çok sık edilen bir söz var “zamanlama manidar”, bu ne manaya geliyor.

Ögdülmüş: Bu konu benim de uzun süredir dikkatimi çeker. Bir olay olur, bir gelişme yaşanır. Etkililer ve yetkililer hep bir ağızdan “zamanlama çok manidar” diye koro halinde feryat ederler.

“Neden Şu zamanda? Neden Bu zamanda değil? Neden şimdi?“

Vs. vs.

Peki, o zaman sormak lazım. “Zamanlama çok manidar ise, manidar olmayan o zaman ne zaman ve o zaman kime göre bu zaman, kime göre öteki zaman, kime göre manidar olan-olmayan zaman? “

“Zamanlama çok manidar” diyenler, aslında olayın üzerine yeterince gidemeyen, sebeplere eğilmeyen, acı gerçekle yüzleşmekten adeta kaçanlardır. Kendileri müdahil olup yön veremedikleri gelişmeleri komplo teorilerinde olduğu gibi, başka bir yerlere yükleme, görünmeyen, bilinmeyen ve baş edilemeyen bir takım güçlere atma rahatlığını elde etme eğiliminden başka bir şey değildir.

Zamanlama manidar diyerek, olay ve sebepleri üzerinde durma gereği gibi bir yükün altına girilmez. Olay belirsiz ve elle tutulamayan bir “zamanlama” heyulasına yüklenir ve sorumluluktan kurtulmuş olunur.

Diyelim; Tamam zamanlama manidar. Peki, bu durumda manidar olmayan zaman ne zaman diye soracak olursak bunun kesinlikle cevabı yoktur. Her önemli konuda zamanlama manidar diyen kişiler, her durum için yine zamanlama manidar diyeceklerine göre zamanlama manidar demek biraz izafi bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Onlara göre her zaman manidar olan zamanlamadır.

Önemli bir makamda bulunan bir parti lideri veya yetkili birinin zamanlama manidar demesi üzerine o parti taraftarları elbet düşünürler. “Acaba bu işin altında başka bir iş mi var” derler. Zamanlama manidar diyen kişinin de asıl amacı budur. Muhatapları düşündürmek. Kendi aleyhine olabilecek bir durumu manidar olan zamanlama ile başka bir duruma yüklemek veya kısaca hedef saptırmak da diyebiliriz.

Siyasi partiler, parti taraftarları ve fikir hareketleri, istemedikleri, yönlendiremedikleri ve onaylamadıkları durumlarda bu “zamanlama manidar“ durumuna çok başvururlar.

Sanırsınız ki, meydana gelen olay önemli değil, zamanlama daha önemlidir. Hâlbuki asıl problem olayın kendisidir. Zamanlama ile olay daraltılıp, gizli kapaklı güçlere yüklenmiş oluyor.

Ve insanlar olayın gerçek sebepleri, nedenleri, oluş şekli ve sonuçlarını düşünmek yerine dikkatler zamanlama üzerinde yoğunlaştırılarak, zamanlama üzerinde durarak, çözemediğimiz veya müdahil olup bir etki edemediğimiz olaydan ve gerçeklerden bir nevi kaçıştan başka ne olabilir.

Odgurmuş: Zamanlama manidar konusuna daha çok kimler başvuruyorlar?

Ögdülmüş: Herhangi önemli bir başarı elde edemeyen ve içinde bulunduğu durumdan pek memnun olmayan hareketlerin mensupları, başarısız ve beceriksizliklerini başka bir mefhuma yükleme eğiliminde olurlar. Değişen nedir ki de zamanlama konusu çok önemli hale gelmiştir. Burası asla bilinmez. Aslında olayın zamanlaması konusu üzerinde durularak hareket içinde bulunan ve bulunması muhtemel muhalif düşünceli insanları bir nevi hizaya çekmek için de kullanılan bir metodudur.

Tezgâh kurmakta doktora sahibi olan kindarlar ile, buluttan nem kapan vehimdarlar ve herkesin kendileri gibi gizli ajandasının bulunduğunu zanneden kılıçdarlar hep birlikte bağırırlar: “Zamanlama çok manidar!” Kulak verin, ne demiş Lâedri Efendi:

“Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir
Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân sanır.”