ZİYAEDDİN BABAKURBAN: Orta Asya İle İlişki Kurmalıyız (1966)

Orta Asya İle İlişki Kurmalıyız

ZİYAEDDİN BABAKURBAN

Bugün Türkiye olarak dünya politikasında lâyık olduğumuz mevkii almamız her zamankinden daha lüzumlu bir hale gelmiştir. Kıbrıs olayları ve Batı Trakya vak’aları tipik örneklerimizdir. Onun için Türk dünyasının hür bir devleti olarak yeni bir dünya görüşüne sahip olmak ve itibarımızı arttırmak için şunun veya bunun uyduluğundan çok, Türk tarihine ve varlığına bağlı, Türk dünyasına değer veren istikrarlı, realist bir dış politikaya dönmemizin zamanı gelmiştir. Bir zamanlar sâbık Dışişleri Hakanı Tevfik Rüştü Aras’ın yürüttüğü «Aman, Türklerle meskun bölgelerle uğraşmayalım, onları yok ederler, hem rahatımız bozulur» düşünce ve görüşüne sahip olan Dışişleri Bakanlığının ne büyük hatâlar yapmış olduğunu Türkiye’nin gözü önünde öldürülen milyonlarca Türk’ün ölüm sahnesi. dünya milletlerine duyurulamamıştır. Rusya’dan ayrılacak milletlerin verdiği tablolar;
Bir tek Türk’ün bırakılmadığı Türk ülkesi Kırım, yüzbinlerce insanın katledildiği toprak Kuzey Kafkasya, Ruslaştırılmak istenen Türk diyarı İdil – Ural, yer üstü ve yer altı zenginlikleri sömürülen, büyük Türk beldesi ve istilâ için yok etmek için mâsum insanları hunharca öldürülen, milyonlarca Türk’ü dünyanın en korkunç metodların ile şehit edilen Türk’ün Orta Asya’sı
Türkistan.. İşte dış politikamızın gafletinin meydana getirdiği hazin manzara..

Amerikan Hâriciyesinin 1952 senesinin başında Bakanlığına bağlı Amerika’nın Sesi Radyosu İdil-Ural, Azerbaycan, Türkistan, Türk lehçelerinde yayına başlamıştı. Amerika’nın gösterdiği bu ilginin acaba kaçta kaçı hâriciyemiz tarafından gösterilmiştir? O tarihte Cumhuriyet gazetesinin Amerika muhabiri Reha Oğuz Türkkan. bir Amerikalı senatörle yaptığı görüşmesinde yeryüzünde yüz milyon Türk olduğunu, bunun üçte ikisinin Çin ve Rus esaretinde bulunduğunu izah ettiği zaman, Amerikalı senatör yerinden kalkıp “Ne diyorsunuz, Türkiye neden bunu hür dünyaya izah etmiyor, Türkiye Hâriciyesi ve basını bütün bunları açıklamalıdır, o zaman Türkiye’nin göreceği itibar 100 milyona gösterilen ilgi olacaktır. Bunu muhakkak yapmalıdır” demiş ve gazetesinde yazmış idi. Aradan yıllar geçti, ihtilâl oldu, millî bir görüş beklenildi, ne yazık ki, istenilen olmadı. Şimdi milli bir dış politikanın çizilmemiş olmasından aşırı sol cephenin üçüncü (bağımsız) bloka kayma politikasını istemesine yol açmıştır. Bizim istediğimiz politika, dünyanın neresinde olursa olsun, Türk soyu ile ilgilenmektir. Bazı maksatlı çevrelerin “Atlara atlayıp Altay’a mı gidelim?
Altay’dan ok attık, Alp’lere saplandı” gibi gerçekleri ortadan kaldıran, zihinleri bulandıran propagandalara kapılmayan bir dış görüşe sahip olmalıyız.

Şunu da belirtelim ki, Türkiye ister ilgi göstersin, ister göstermesin, günün birinde Rusya tabii parçalarına bölünecek, Türkistan Federal Cumhuriyeti, Azerbaycan Millî Cumhuriyeti, Kırım Türk Cumhuriyeti, İdil-Ural Türk Cumhuriyeti, Kuzey Kafkasya Türk Cumhuriyeti istiklâllerini elde edeceklerdir. O zaman Türkiye olarak utanç duymamak için bu Türklerin meseleleri ile hiç olmazsa mânen ilgilenmeliyiz.

Fransız Stratejik Etüdler Enstitüsünde çalışan, Fransız Harp Akademisinde ders veren, Sovyet Kızılordu tarihi ile Sovyet – Alman Savaşı tarihinin yazarı olan Garder, Sovyet diktatörlüğünün yıkılacağını ve 1970 sıralarında ihtilâl olacağını iddia etmektedir. Garder, bu görüşünü şöyle açıklamaktadır: “Rusya’da gördüğümüz manzara, kanserin bir insan vücuduna yayılmasına benziyor. Bu öldürücü hastalığın, Stalin’in ölümünden ileri görünen arazına bir çok kimse fazla ehemmiyet vermiyor, fakat şimdi Rusya’da komünist rejimin can çekiştiğine iyice inanıyoruz..”

KAYNAK: Fedai Dergisi, Sayı:37, Aralık 1966, s.14.
========================

Ziyaeddin Babakurban
Gazeteci, yazar (D. 1931, Özbekistan’ın Merginan kenti – Ö. 2011, İstanbul). Küçük yaşlarda Türkiye’ye göç etti. Yeni Türkistan Dergisi ile aylık Hür Türkistan gazetesini çıkardı. İstanbul’daki Türkistanlılar Kültür ve Sosyal Yardım Derneği’nin başkanlığını yaptı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti üyesi oldu. Dış Türkler ve Türkistan Davası (1962) adlı eseri yayımlanmıştır. Almanya Münih’teki Radyo Liberty’de de çalıştı. 1992’de Taşkent’te Çolpan Ödülünü aldı. 2011’de İstanbul’da öldü.