ÜLKÜCÜ Türk Milliyetçiliği Temel Kavramlar / Gazi KARABULUT

ÜLKÜCÜ Türk Milliyetçiliği
Temel Kavramlar
Gazi KARABULUT

Yıllardır “Mesuliyet mefkurenin kaynağıdır.” dedik.
Ve milliyetçi münevverlerin, fikri çalışmalara ağırlık vermesi gerektiğini hatırlattık.
Bu çağrı zaman zaman da karşılık buldu ve bazı eserler okuyucu ile buluştu.
Geçmişten günümüze doğru Türk milliyetçiliği fikir sistemi ile ilgili oldukça hacimli çalışmalara şahit oluyoruz.
Bugün ki bilgi birikimimizi geçmişte bırakılan eserlere ve fikrin duayenlerine borçlu olduğumuzu biliyoruz.
Lakin bu aktarımının gelişerek devamı göz ardı edilmemelidir. Ülkü, hep daha iyiyi arzulamayı gerekli kıldığına göre her çalışma geliştirilerek yeni nesle aktarılmalıdır.
Ülkücü – Türk milliyetçiliği hareketinin geçmişten günümüze taşıdığı pek çok kavram bulunmaktadır. Bu kavramlar defalarca ayrı ayrı ele alınmış ve kitaplaştırılmıştır. Ancak kavramlarımızın topluca değerlendirildiği çalışma örnekleri yeterli değildir.
Otuz yıllık mücadele hayatımızın ve iki – üç yıllık bir çalışmanın sonucunda “Tarihe ve ülkücü kalanlara” ithaf ederek “ÜLKÜCÜ Türk Milliyetçiliği Temel Kavramlar” adlı bir çalışma nihayet okuyucu ile buluştu.

Bu kitabı hazırlamamdaki ana gaye “Ülkülerin asli unsurları ile geleceği de işaret edecek şekilde yeni nesle aktarımı” idi.
Çünkü ülkücülük ve Türk milliyetçiliği ile ilgili bir kavram kargaşası yaşanmaya başlamıştı. Her önüne gelenin kendi anlayışına göre tanım ve tavır ortaya koymaya başladığı son dönemlerde fikrin temelini oluşturan eserleri de kaynak göstererek bir derleme ve tanımlama çalışması böyle bir kitabı ortaya çıkardı.
Kitapta, hem Türk milliyetçiliği hareketinin tekamül süreci hem bu tekamül sürecinde ortaya konan eserler ve isimlerin değerlendirmelerinden süzerek bir kavramlar ve kavramların gösterdiği ülküler ortaya konmaya çalışılmıştır.

Kitabın üç bölümden oluştuğunu söylemek mümkündür.
Birinci bölümde Türk milliyetçiliğinin doğuşu ve tarihsel işlevi kaynaklar referans alınarak ana hatları ile aktarılmıştır.
İkinci bölümde Ülkücülük ve Türk Milliyetçiliğinin ideolojisini şekillendiren kavramlar yine dünden bugüne yapılan açıklamalarla ele alınıp tanım cümleleri ile tamamlanmıştır.
Üçüncü bölümde ise ülkedeki bazı temel meselelere karşı Türk Milliyetçilerinin bakışı ve çözüm yolları, hareketin münevverlerinin fikirlerinden faydalanarak ortaya konmuştur.

Tabi kavramlar ve konular açıklanırken yabancı kaynakların değerlendirmelerine de başvurulmuş ama daha çok Ziya Gökalp, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Erol Güngör, Dündar Taşer, Galip Erdem gibi şahsiyetlerin ilgili kavram veya mevzua yönelik yaklaşımları referans alınmıştır.

Güncel isimlerin değerlendirmeleri de kitapta yer bulmuştur.

Bir Hayati Bice, İskender Öksüz, Çınar Ata gibi yazarların yanı sıra siyasi şahsiyetlerin bakış açılarından da faydalanılmıştır.

Kuru kuruya bir kitap tanıtım yazısına benzeyen bu satırlar; aslında ülkücülerin elinde kendi kavramlarının izahını kapsayan bir çalışma olsun, diye hazırlanan kitabın ruhunu anlatmaya yetmez.

Bazen sadece bir kelimenin “kim tarafından, ne zaman, nerede, hangi sebeple” söylediğini bulabilmek için saatler hatta günlerce araştırmak zorunda kalırsınız.
Ardından yaptığınız alıntının doğruluğunu teyit için defalarca konuya hakim olduğunu düşündüğünüz kişi ile istişare eder ya da başka kaynaklardan kontrol edersiniz.
Ve onu uygun yere koyup kaynağınızla delillendirirken, delil olarak kullandığınız yaklaşıma uygun kendi görüşünüzü ortaya koyarsınız.

Bir de yazdıklarınızın, savunduğunuz ideallerin ruhunu yansıtması da gerekiyor. Bir paragrafa yerleştirdiğiniz cümle, o paragrafta anlattığınız mücadelenin ruhunu da kapsamalı.
Hele vefadan bahsediyor, emaneti anlatıyor ya da geleceğe ait ülkülerinizi izaha kalkışıyorsanız, kılı kırk yarmalı “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”malı ve ifade etmelisiniz.

Sonra, okuyan aradığını bulmalı. Adı ile aslı örtüşmeli. Kitaba ÜLKÜCÜ demişsen ülkücünün ülküleri tam olarak yer bulmalıydı.

Elbette eksikler olabilir. Gözden kaçan hususlar bulunabilir.
Ancak temennim odur ki bir başlangıca vesile olsun ve bu konuda “kavramlara yüklenen anlamların masum olmadığını” unutmayarak yeni çalışmalar ortaya çıksın.

Ülkücüler, Türk milliyetçileri, kendilerini başkalarının anlatmasından ve kendilerini savunmak zorunda kalmaktan yorulmuştur. Onun için kendimizi kendimiz anlatalım.
Kendi kavramlarımızı ve ideallerimizi ortaya koyarak Türk milletine ve Türk İslam dünyasına ulaşalım.
Yeni nesle ülkülerimizi asli dinamikleri ile aktaralım.
Bu gayelere vesile olursa ve ardımızdan “Ülkücüydü, ülkücü gibi yaşadı ve ülkücülere “ÜLKÜCÜ Türk Milliyetçiliği Temel Kavramlar” kitabını miras bıraktı.” denilirse ne alâ…