Timur KOCAOĞLU: TÜRKÇE HANGİ OZANDA NİCEDİR?

 

 

 

 

 

 

TÜRKÇE HANGİ OZANDA NİCEDİR?

 

Aprınçor Tegin’de Türkçe bir ilk öpücüktür

Ahmet Yesevî’de yer altından gelen ses

Yunus Emre’de yana yakıla bir gönül

Nesimî’de ben içinden kopan bir çığlık

Nevayî’de Türkçenin en güzel gülüşü

Fuzulî’de dile gelişi gülün suyun yelin

 

Karacaoğlan’da akça kuğu, suna boylum

Dadaloğlu’nda bizimdir dağlar, ovalar

Aşık Veysel’de gündüz gece ince bir yol

Nedim, Yahya Kemal, Orhan Veli’de İstanbul

Ahmet Haşim’de dudak göl kamış

 

Bekir Çobanzade’de yanık Kırım’dır Türkçe…

Magjan’da od yürekli Türk, Çolpan’da kanlı gömlek

Abdulhak Uygur’da karanlıktan uyanıştır

Ahmed Cevad’da Karadeniz. Müşfik’te yine o bağ

 

Nazım Hikmet’te dörtnala koşuşturan bir at

Mehmet Akif’te Çanakkale’deki diriliştir

Necip Fazıl’da biraz yağmurdur biraz kaldırım

Tanpınar’da Bursa’daki sessizlik güvercin bakışlı

Attila İlhan da usturanın ağzındaki çılgınlık

Dağlarca’da bir uçurtma bir ses bayrağı

Behçet Necatigil’de bir kilim, solgun bir gül

Cemal Süreya’da yüzüne sürgün olunan kadın

Turgut Uyar’da hep sende duran bozuk bir saattir

Şehriyar’da kızlar el bağlayıp bakan Heydar Baba

Bahtiyar Vahapzade ile Erkin Vahidov’da Ana dilimdir…

 

Türkçem yalnız seni anlatmış bütün ozanlar

Ben sende ünsüz bir ses, sen koca evrensin bende…

 

Timur KOCAOĞLU / 29.5.2016

KAYNAK: Sevgi Sözleri / Kutlu Yayınevi / 2018 / s.174