Hasan CEMAL: Solcular ve Turancılık

Hasan Cemal’in

“Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım”

kitabında marksist solun Türkistan’a

ve oradaki Rus emperyalizmine

bakışının çarpıklığı çok net şekilde

anlatılır:

***
(…)
Ölçü gerçekten kaçmış! Devrim’de çektiğiniz şu koca manşete bak:
“Türkistan, Batılı bir ülke oldu!”[1]
Olacak iş mi?Yıl 1970. Sovyet Orta Asyası’nı böyle anlatmışsınız.

Dergide emredici planlamaya dayanan devletçiliği, komuta ekonomisini savunurken, özellikle Sovyetler Birliği’nde geçerli ekonomik düzeni de başarılı, şirin göstermeye çalışırdık. Demek ki bu sefer biraz ileri gitmişiz.

Biraz değil, fazlasıyla! Avcıoğlu bir de başyazı yazmış, “Turan” diye. Orta Asya devletlerinin 1960’ların sonunda İtalya’yı geride bıraktıklarını iddia edebilmiş… Sence inanarak mı yazmıştır bütün bunları?

Bilemiyorum. Orta Asya ülkelerine benim ilk gidişim 1989’da. İkincisi 1992’de, yani Sovyetler’in tarihe karışmasından bir yıl sonra. Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Azerbaycan’da gördüklerim, yirmi yıl önce Doğan Bey’in yazdıklarını hiç de doğrulamıyordu. Türkiye’nin çok daha gerisindeydiler. Ekonomik açıdan perişan durumdaydılar. Otellerde, sokaklarda gördüklerime inanamamıştım. Her şey tel tel dökülüyordu. Yani “Batılı olan” Türkistan değil, Türkiye idi!

1998’de de gittin oralara, Aşkabat’a, Bişkek’e…
Evet. Çok değişmişti. 1992’de telefon edilemeyen, otel odasına girilemeyen, dünyadan tamamen kopuk, dışarıyla hiçbir bağlantısı olmayan yerlerdi. İlginçti: artık Türklerin yaptığı otellerde kalınıyor. İşlettikleri restoranlarda yenilip içiliyor. Açtıkları okullara gidiliyor. İnşa ettikleri yollarda seyahat ediliyor. Yaptıkları telefon santrallarıyla dünyaya bağlanıyor. Türk Hava Yolları’yla Batı’ya uçuluyordu.

Oysa otuz yıl önce neler yazabilmişsiniz!

Avcıoğlu, bazı konularda işine gelen tarafları alarak, inceden inceye eğerek kendi maksadına uygun düşen bazen ince bazen kalın saptırmaları severdi. Kimi zaman tarihi olayları da kendi amacına uygun düşecek tarzda kendine yontardı. “Yön’ün ilk yıllarında, Avcıoğlu’nun isteği üzerine, ona Londra’dan S. Finer’ın “At Sırtındaki Adam” kitabını özetleyerek çevirip yolladım. Bu, çeşitli ülkelerdeki askeri müdahaleleri destekleyen değil, tehlikelerine işaret eden bir kitaptı. Avcıoğlu, yazarın çıkardığı ‘hisse’leri umursamaksızın, anlattığı ‘kıssa’lardan hoşlanmış olacak ki, birkaç sayı boyunca, Yön’de bir yazı dizisi olarak yayımladı. ‘Londra muhabirimiz’ diyerek benim de imzamı koydu.”[2]
_____________________
[1]Devrim dergisi, 1 eylül 1970 sayısı.
[2]Mete Tunçay, Yapıt dergisi, sayı 47’2, aralık-ocak 1983/84, s. 94.

***

Hasan Cemal, “İlhan Selçuk ‘Turan’ı savunuyor, müthiş bir Türk milliyetçiliğine kapıyı açıyor.
Askerin müdahale etmesini istiyor, AB ve fazla demokrasiden korkuyor.
Bunları savunmak faşist bir rejimi savunmaktır” diyor