N. Yıldırım Gençosmanoğlu: YESEVÎ

Alp-erenler Destanından:

 

YESEVÎ

 

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

 

 

Cihâna saldığın sesten,
Yeşerdi bir ulu destan.
Hazret-i Pîr-i Türkistan,
Hoca Ahmet Yesevî…

Şahlanınca eşkin atlar,
Tayfuna döndü imbatlar.
Külahındı şu kümbetler,
Koca Ahmet Yesevî…

Dediler: Işıkla izler,
Silinince söndü özler.
Diyâr-ı Rûm’da gündüzler,
Gece… Ahmet Yesevî…

Çözdün kördüğüm sırları,
Kurdun gönül kasırları.
Aşıp geldin asırları,
Yüce Ahmet Yesevî…

Diledi ulu Yaradan,
Dağlar çekildi aradan.
Ve yürüdü mâverâdan,
Nice Ahmet Yesevî
* * *


 

Dünya hayatına ulu Peygamber
Altmışüç yaşında vedâ eyledi.
O yaşa gelince Ahmet Yesevî,
Alp Erenlerine nidâ eyledi…

Kazdırdı toprağı. Oldukça derin,
Bir mekân yaptırdı altında yerin
Aşkı hürmetine son Peygamber’in,
Kendini dünyadan cüdâ eyledi…

Alp Erenler pîrî Ahmet Yesevî,
Cennet köşkü bildi bu izbe evi.
Türk düşüncesinin mürvetli devi.
Su ile ekmeği gıda eyledi…

“Divân-ı Hikmet”i yazdı orada,
Türkçe’den inciler dizdi orada.
Nice mânâları gezdi orada,
Günde beş vaktini edâ eyledi…

Yeni bir çığırdı, onun bu tavrı,
Onunla başladı, Türk’ün nûr devri.
Milleti uğruna çekti bu cevri,
Özünü aşkına fedâ eyledi…

Türk’ün irfanına yol verenlere,
İleriye bakıp, uz görenlere,
Rûm’a gönderdiği Alp Erenlere.
Arzın göbeğinde sedâ eyledi…

N. Yıldırım Gençosmanoğlu

Alp-Erenler Destanı, Ankara 1990, s. 35-40

***

KİMDİR?

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu /

Yıldırım, Gençaydın
(d. 1929 / ö. 21 Ağustos 1992)
Şair, Öğretmen, Kamu Personeli

Elazığ’ın Ağın ilçesi Tatarağası mahallesinde ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Tatarağası mahallesi Ağın ilçesinin olduğu kadar Gençosmanoğlu ailesinin de tarihsel süreci açısından önemlidir. Mahalle bir bakıma ismini Gençosmanoğlu’nun soy tarihinden alır. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun soy tarihi IV. Murat’ın Bağdat seferine katılan Genç Osman’a kadar uzanır. Şairin babası, Ağın ilçesinin tanınmış şahsiyetlerinden Mehmet Sabit Gençaydın [1310 (1894)]’dır. Darü’l-Muâllimîn mezunu olan Mehmet Sabit Gençaydın, Akpınar (Samsun) ve Akçadağ (Malatya) Köy Enstitülerinde öğretmenlik yapar. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun edebi kişiliğinin şekillenmesinde önemli bir yere sahip olan Mehmet Sabit Efendi, edebiyatla da yakından ilgilenmiştir. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun annesi ise yine aynı ilçeden Zeynep Hanım’dır. Zeynep Hanım’ın babası, posta memurluğundan emekli Mehmet Efendi’dir. 1934’teki Soyadı Kanunuyla Gençaydın soyadını alan aile, 1957’de mahkeme kararı ile Gençaydın soyadını Gençosmanoğlu olarak değiştirir. Bu sebeple Niyazi Yıldırım, 1957’den önce yazdığı şiir ve yazılarında olduğu gibi ilk şiir kitabı olan Bozkurtların Ruhu isimli eserinde de Gençaydın soyadı kullanmıştır.

1940-1941 eğitim-öğretim yılında Ağın İlkokulu’ndan mezun olan şairin edebiyata yönelişinde bu okulun etkisi önemlidir. Ortaöğrenimine Samsun Akpınar Köy Enstitüsü’nde başlayan Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, 1946-1947 eğitim-öğretim döneminde Malatya Akçadağ Köy Enstitüsü’nden mezun oldu. Elazığ’da, Sarıçubuk İlkokulu’nda (Basmaşen/Bizmişen) öğretmenlik görevine başlayan Gençosmanoğlu, Gülçatı (Elazığ-Kovancılar) ve Pınarlar köy (Elazığ- Keban) okullarında öğretmenlik yaptı. 1960’ta yedek subay olarak askerliğini tamamlayan şair, Ulukent Köyü (Elazığ) öğretmenliğine atandı. Öğretmenliğinin yanı sıra köyün muhtarlığını da yapan şair, bir yandan da Elazığ Gazetesi’nde “Kopuzdan Ezgiler” başlıklı köşesinde yazılar yazdı. Türk Kültür Derneği Elazığ Şubesi İdarî Heyeti Üyeliğine seçilen Gençosmanoğlu, bu dönemde Elazığ Gazetesi, Yeni Fırat ve Orkun dergisinde yazı ve şiirlerini yayımladı.

Avculu Köyü İlkokulu öğretmeni iken Mart 1966’da Samsun’a İlköğretim Müfettişi olarak atandı. Ekim 1966’da Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar ve Basılı Eğitim Malzemeleri Genel Müdürlüğü Şube Müdür Yardımcılığına tayin olan Gençosmanoğlu, Eylül 1970’te aynı kurumda Şube Müdürü oldu. Mart 1975’te İstanbul Devlet Kitapları Müdürlüğüne görevlendirmeli olarak gönderilen Gençosmanoğlu, buradan da İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Genel Sekreterliğine atandı. Bu görevdeyken Ocak 1978’de emekli olan Gençosmanoğlu, 1979’da Ankara’da Edebiyat Cemiyeti Müdürlüğü yaptı. Türk Edebiyatı Vakfı Müdürlüğünü 1978’den 1980’e kadar dört yıl başarıyla yürüten şair, 1980’den 1981’e kadar da Türk Edebiyatı dergisinin Sevinç Çokum’dan boşalan Yazı İşleri Müdürlüğüne getirildi. Yeni Düşünce, Olaylara Bakış gibi dergilerde görev alan şair, Diyanet Vakfınca hazırlanan Büyük İslam Ansiklopedisi’nde de yayın müdürlüğü yaptı.

1983’te Doğu Türkistan Vakfı Müdürlüğünde görevliyken Türkçe-Arapça-İngilizce çıkarılan Doğu Türkistan’ın Sesi isimli dergiyi yayın hayatına kazandırdı. 1989’da Türkiye Gazetesi’nde kültür-sanat yönetmeni olarak çalışmaya başlayan Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, 21 Ağustos 1992’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Kabri, Karacaahmet Mezarlığı’ndadır.

Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, yazmış olduğu ilk şiirlerini Elazığ’ın mahalli gazete ve dergilerinde yayımlar. Bu dönem şiirlerinde lirizm ön safta olup, şiir dilini kullanma bakımından gelecekte dikkati çeken bir şair olacağının işaretlerini verir. İlk şiir kitabı olan Bozkurtların Ruhu’nu yayımladığı zaman (1952) yirmi üç yaşında olan Gençosmanoğlu; dönemin sosyal, siyasi ve kültürel hayatına hâkim bir şahsiyettir.

Yüksek bir tarih şuuru ve ahlaki misyonla ördüğü şiirinin içeriğini destansı bir dil ve üslupla okuruna ulaştıran Gençosmanoğlu, Türklerin tarihe doğduğu zaman diliminden başlayarak, mitolojik ögelerden de geniş ölçüde yararlanarak Türk insanının tip sosyolojisini şiirle tahlil etmeye çalışır. Türk şiir okurlarının destanlar ile ilgisinin nerede ise tamamen koparıldığı bir dönemde destanları nazma çeken şair, gerek İslamiyet öncesi dönemin kültür hayatını ve gerekse İslami dönemde şekillenen Türk-İslam kültür hayatını şiir metinlerinin temel harcı yapar. Firdevsî’nin Şehnâme ile Fars milletine sağladığı kazanımları Türk edebiyatında da Gençosmanoğlu gerçekleştirmek ister.

Defne, Töre, Orkun, Yavrutürk, Devlet, Türk Edebiyatı gibi dergilerde idari görevler üstlenmesinin yanı sıra bu dergilerde yayımladığı şiirlerinde millî romantik duyuş tarzının örneklerini ortaya koyar. Dede Korkut Hikâyelerini şiir formunda yeniden işlediği gibi İslamiyet öncesi Türk kültürüne özgü yaşam üsluplarını da mito-poetik bir anlatımla sunar.

Gençosmanoğlu, edebiyat tarihlerinde Türkçü ve Turancı olarak tanınan Hüseyin Nihal Atsız’ın büyük tesiri altındadır. Bozkurtların Destanı adlı şiir kitabı, Atsız’ın Bozkurtların Ölümü adlı romanından esinlenerek manzum hâle getirilmiştir. Şiirlerinde ve yazılarında Arif Nihat Asya, Yahya Kemal, Basri Gocul, Hüseyin Nihal Atsız ve Fikret Memişoğlu’nun etkileri görülür.

(DOÇ. DR. MİTAT DURMUŞ yazdı.)

Kaynakça
Aydoğmuş, Günerkan (1992). Ak Topraklar Üzerinde Bir İlçe: Ağın. Ankara: Kar Ofset.
Ayvazoğlu, Beşir (1992). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu Aramızdan En Verimli Çağında Ayrıldı: Türk Şiirinin Destan Burcu”. Türkiye Gazetesi. 24 Ağustos. s. 8.
Boğaziçi Dergisi (Söyleşen) (1985). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Röportaj”. Boğaziçi Dergisi. S. 32. Şubat. s. 34-35.
Çokum, Sevinç (Söyleşen) (1979). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Röportaj”. Türk Edebiyatı. S. 72. Ekim. s.17-19.
Çokum, Sevinç (Söyleşen) (1983). “Niyazi Yıldırım ile Röportaj”. Türk Edebiyatı. S. 150. Kasım.
Durmuş, Mitat (2010). Mitopoetik Şair Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (Hayatı, Eserleri ve Şiirlerinin Tematik Bakımdan İncelenmesi. Elazığ: Manas Yayınları.
Durmuş, Mithat (1994). “Elazığ’dan Yükselen Ses: Gençosmanoğlu”. Fırat Şiir Akşamları Güldestesi. Kasım. s. 39-42
Ekiz, O. Nuri (Söyleşen) (1978). “Sanatçılarımız Konuşuyor: Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu”. Meşale. S. 27. Aralık. s. 12-13.
Ergüzel, M. Mehdi (Söyleşen) (1985). “Destan Şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Sohbet”. Türk Edebiyatı. S. 175. Kasım. s. 53-56.
Kabahasanoğlu, Vahap (1979). “Destanlarımızın Yeni Dede Korkutlarından Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu”. Türk Edebiyatı. S. 67. Mayıs. s. 31-36.
Kabaklı, Ahmet (1990). Türk Edebiyatı. İstanbul: Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları.
Kabaklı, Ahmet (1991). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu”. Türk Edebiyatı. S. 211. Mayıs. s. 5-10.
Özcan, Alper (Söyleşen) (1990). “Destan Şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu: Divan Şiirini Bilmeyen Büyük Şair Olamaz”. Sur. S.172. Temmuz. s. 28-38.
Özgül, Metin Kayahan (1979). “Dede Korkut ve Gençosmanoğlu”. Divan. S. 9-10. Temmuz-Ağustos. s. 44-46.
Özkan, Nevzat (1992). “Bir Er Kişi Uçtu Dünyadan”. Türk Edebiyatı. S. 228. Ekim. s. 14-15.
Türk Edebiyatı Dergisi (Söyleşen) (1992). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Sohbet”. Türk Edebiyatı Dergisi. S. 228. Ekim. s. 26-29.
Türk Yurdu Dergisi (1992). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu”. Türk Yurdu Dergisi. S. 61. Eylül. s. 58-59.
Velibeyoğlu, Veli Recai (1975). Şiir Kitapları Antolojisi I-II. İstanbul.
Yahnici, Şevket Bülent (Söyleşen) (1973). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu”. Töre. S. 22. Mart. s. 34-39.
Yılmaz, Arif (2000). Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu Hayatı ve Şiir Sanatı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.
Yılmaz, Mevlüt Uluğtekin (1992). “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu”. Türk Edebiyatı. S. 220. Şubat. s. 28.
Yazıcı, Olcay (Söyleşen), “Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Şiir Üzerine Bir Konuşma”. Türk Edebiyatı. S. 127. Mayıs 1984. s. 6-7.
Yazıcı, Olcay (Söyleşen) (1988). “Şair Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Şiir Üzerine”. Türkiye Gazetesi. 11 Eylül. s.11.