Halim KAYA: KÜLTÜR GİRİŞİMCİLİĞİ ve KİTAP YAYINLAMA (2)

KÜLTÜR GİRİŞİMCİLİĞİ ve KİTAP YAYINLAMA (2)

*BİRLİKTE KALKINDIRMA

*İŞSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE KATKI

*KİŞİLERE YÖNELİK SOSYAL FAYDA

*TOPLUMSAL FAYDA

 

Halim KAYA

12.06.2021

Bir önceki yazımızda “Kitap Yayınlama Ve Kültür, Başkalarını Kalkındırma, İşsizliğin Önlenmesine Katkının Kişilere Yönelik Sosyal Faydası Ve Meydana Gelen Toplumsal Fayda” dan bahsetmiş(*) ve 40 yaş altı gençlere böyle bir hizmete talip olmaları yönünde bir çağrı yapmış ve bu hizmet için 100 kişinin 1.000’er lira sermaye koyarak topluma hizmet yolunda ellerini taşın altına koymaları gerektiğini ifade etmiştik.

Bu yazıyı okuyanların, kimlerin böyle bir hizmette yer alabileceği,  işe nasıl girişebileceği ve nasıl bir sistem kurulabileceği yönünde sorular sorduğunu öğrendim; bunun üzerine konu hakkında biraz daha açıklama yapmam kaçınılmaz bir zaruret olmuştur.

Önce “Kültürel Hizmet Ortaklığı”na sermaye koyacak olan kişiler toplumun genel geçinme seviyesinin üzerinde bir gelire sahip olan kişiler olmalıdır. BU zorunluluk işin kâr amacından çok sosyal hizmet amaçlı olması dolayısıyla elzemdir; yani böyle bir sosyal hizmete sermaye koyacak kişi öncelikle bu koyduğu sermayeden gelecek gelir ile geçinmeye ihtiyacı duymayacak, ikincisi de eğer istenilen netice sağlanamazsa koyduğu sermaye kendisini ekonomik olarak sıkıntıya sokmayacak kişilerden olmalıdır. Koyduğu sermayenin hayır yolunda harcanmış olduğunu varsayarak manevî tatmin ötesinde bir kazanç beklentisi olmamalıdır. (Her yıl yüzbinlerce kişinin katılım sağladığı T. Diyanet Vakfı’nın Kurban bağış kampanyasına bu yıl için  katılım bedelinin de belirttiğim miktar civarında olduğunu düşünelim.)

1) Katılım Ortaklarının kimler olacağının daha iyi anlaşılması için somutlaştıralım: 1.000 (Bin) TL sermaye ile ortaklığa katılması beklenen sermaye koyabilecek kişilerin meslek grupları olarak ülkemiz ekonomik sosyal düzeyleri de dikkate alınarak şöylece sayabiliriz: Serbest veya kamuda çalışan doktorlar, avukatlar, eczacılar, mali müşavirler, noterler, mühendisler, tüccarlar, orta seviyedeki esnaf ve zanaatkârlar sayılabilir. Bu saydığımız meslek erbabının ekonomik seviyesi Türkiye’nin geçinme ve yoksulluk standartlarına bakıldığında kendi kendine yeter durumdadır. Hatta büyük çoğunlukla hayır-hasenat işlerinin büyük bölümünün bunların karşılıksız yardımlarıyla yapıldığı da yadsınamaz bir gerçektir. Sadece geriye bu yönde ortak hareket edecek zihniyet ve irade sahiplerinin faaliyete geçme kararlılığını göstermelerine kalıyor.

2) İkinci konu: Üretilecek metadır. Peki hangi kitaplar için ortaklık söz konusu olacaktır? Kitap denilince yıllardır yayıncılık deneyimine de sahip, camiamız tarafından da tanınan, bilinen bir yazarımız ile yaptığımız bir telefon görüşmesi sırasında kâğıt, dizgi, baskı vs. satışa hazır hale gelmiş durumda 1000 adet basılacak yaklaşık 240 sayfalık ortalama bir kitabın tek adedinin bugünkü değer üzerinden 5 (beş) lira gibi bir maliyetle baskısının bitirilebileceğini öğrendim. Bu maliyet üzerine, ortaklık kârı,  dağıtım (posta, kargo) masrafları ve son satıcı kârı da düşünülerek 20 lira gibi bir etiket fiyatı konulması halinde kitabın kendisini kurtarması ve piyasa fiyatıyla kıyaslandığında piyasaya göre de ucuz bir kitabın satışa sunulması sözkonusu olacaktır. Bir kitap için 5 TL x 1000 adet = 5.000 TL maliyet, 100 katılımcı için kargo/posta masrafı: 100 x 30 TL=3.000 TL. Vergi-Muhasebe Masrafları: 2.000 TL. olmak üzere toplam 10.000 TL masraf söz konusu olacaktır. Ürünün toplam 20 TL. x 1.000 adet= 20.000 TL. satış değeri ise  20.000 TL. olacağına göre 20.000- 10.000 = 10.000 TL kâr oluşur. (Piyasada kitap basımında bu kârın oluşmama sebebi basılan kitapların depoya kaldırılıp dağıtıma verilse bile en erken 6 ay sonra geriye dönüşünün o da kısmen sağlanabilmesindendir.)

Her kitaptan sermaye koyan 100 kişiye 10 kitap gönderilecek ve bütün kitaplar basıldığı anda tüketilmiş olacaktır. Bu on kitabı alan ortak katılımcı kendisine ulaştırılan kitapları ister çevresinde bedava dağıtsın isterse satsın; kendisinin bileceği iştir. 

Dışarıya kitap satışı yapmadan, kapalı devre çalışılarak konulan 100.000 TL. ana sermaye ile 20 farklı kitap bir yıl içinde basılıp  ve tüketilebilecektir. Değişik şehir ve ortamlardan 100 kişinin böyle bir faaliyeti tanıtmak ve satışa destek olmak sinerjisi zaten kitabın bir anda en az 1.000 adet de dışarıdan talep almasını sağlayacaktır. 1 yılın sonunda işin net muhasebesi yapılarak girişim ya devam ettirilir ya da sonlandırılır.

Konu, birbirine inanan ve güvenen; geçimini yasal ve düzenli bir gelir kaynağına bağlamış 100 kişi bulmakta düğümlenmektedir.

“Kağıt üzerinde herşey tamam da birbirini tanımayan adamlar neden birbirine güvensin?” diye bir soru sorulabilir. Bu güvenin temini de tamamen hukuki zeminde hareket edecek bir Yönetim ve Denetim merkezi oluşturmak ve yine yasal yollardan zaman zaman yapılacak resmî denetimleri problem varmış ciddiyetiyle özdenetim yapılmasına fırsat sunmakla, sulandırmadan aşılabilir.
Başta da belirttiğim gibi konulacak sermayeden beklentisiz olmak da başlı başına güven problemini halledecek bir etkendir.

Günümüzde online ticaret ve üretimin, baskı tekniklerinin işleri kolaylaştırdığı ve bu denli hızlandığı bir çağda, iletişim ve ulaştırma hizmetlerinin on misli kolaylaştığı bir ortamda bunu başaramayan bir sosyal hareketin ülkenin kaderi hakkında söz söyleme hakkı da yoktur. Söylese bile hiç bir tesir olmayacaktır.  

Ülkücü hareketin şerefli mazisinde yer alan ve imrenerek baktığımız TÖRE, Devlet, Genç Arkadaş, Milli Eğitim ve Kültür dergilerini çıkartan kadroların yaş ortalamaları herhalde 30’u geçmezdi. Bir örnek vermek gerekirse Emine Işınsu sonradan TÖRE adını alacak AYŞE dergisini çıkartırken 30’lu yaşlarının başındadır.

Çağrımızı niçin bugün 30-40 yaş arasında olup da ülkesi ve davası için bir iş yapmak isteyecek kuşak ile sınırlandırdığımız sanırım daha iyi anlaşılmıştır.

SONUÇ:
Böyle bir Kültür Girişimciliği ile yapılan sosyal hizmet sonucunda ne elde edilecektir?

  • Sermaye koyanlar, toplumun bir ferdi olan ve sosyal sorumlulukları olan bilinçli bir kişi olarak psikolojik tatmin sağlayarak mutlu ve huzurlu biri olarak ruh sağlıklarını korumuş olacaklar.
  • Kendilerinin de kültürel gelişmesini sağlamış, vatan sathında ortak duygu ve düşüncelerin kök salmasına hizmet etmiş olacak ve birlik ve beraberliklerini sağlamlaştırmış olacaklardır.
  • Toplum fertlerinin kültürel olarak yükselmelerini, bilinçlenmelerini sağlayarak sosyal kalkınmaya destek olmuş olacaklardır.
  • Kültürel bilinci ve sosyal kalkınmasını sağlamış kişiler ekonomik olarak daha bilinçli hareket ederek yardım alan değil yardım eden durumuna yükselmek için daha fazla bilinçli bir çaba göstererek ekonomik özgürlüğünü de eline alacaktır.
  • Bastıkları kitaplarla toplumu kendi düşünceleri yönünde geliştirerek hem fikirlerinin devamı sağlanmış olur, hem de toplum, devlete ve millete zararlı düşünce ve faaliyetlerden korunarak oluşacak iç cephe güçlendirilmiş olur.
  • Toplumsal refah ve saadetin artmasına katkı vererek, girişimin  100 kitaplık bir değere ulaşması halinde geçici sürelerle istihdam edilecek üniversiteli gençlere maddî destek yanında topyekûn toplumsal kalkınma bilinci de aşılanmış olur.

(*) İLK YAZI: https://www.ulkuyaz.org.tr/halim-kaya-ulkucu-hareketi-kitap-ve-yayincilik-bir-davet/