Hilmi Özden: BİZ BİR DESTAN YAZACAĞIZ / HEP BERABER HEP BİRLİKTE

Başak başak demet demet

Biz bir destan yazacağız

Kuşak kuşak ümmet ümmet

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Kışlarda gül dereceğiz

Baharlara ereceğiz

Allah’a yol sereceğiz

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Bilek bilek nice emek

Zehir dolsa onca yemek

Yasak olsa doğru demek

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Yüreklerde damar damar

Analarım dizler yamar

Yiğitlere iner şamar

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Sarp yokuş[1] da omuz omuz

Elimizde kıldan kopuz

Haramlarda asla yokuz

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Ehl-î Beyt’den nefes aldık

Atlarımız tava saldık

Dünya Ukba geri kaldık

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Oku yaydan fırlatınca

Kalbe alev aşk katınca

Azrail’e ten satınca

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Kulak olan duysun bunu

Yunus Emre düz odunu

Hamurlara ter ununu

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

Türk milleti yoktur urban

Muhammed’e öncü kurban

Cihanlara yeter çorban

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

özden bir gün nefes iner

Varsa kabrin otlar biner

Kürre zerre “Hakk” der döner

Biz bir destan yazacağız

Hep beraber hep birlikte

14. Mart. 2015

Saygı ve dostlukla

hilmi özden


[1] فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَAma İnsan sarp yokuşu geçmeye katlanmadı. Fe laktehamel akabete. BELED-11.ayet.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُSarp yokuşun ne olduğunu bilir misin ? Ve mâ edrâke mel akabeh(akabetu). BELED-12.ayet.

فَكُّ رَقَبَةٍBir köle ya da esirin bağını çözüp hürriyetine kavuşturmaktır. Fekku rekabetin. BELED-13.ayet.

أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ  Yahut da açlık ve perişanlık gününde insanları doyurmaktır. Ev ıt’âmun fî yevmin zî mesgabeh(mesgabetin). BELED-14.ayet.

يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ Yakındaki yetimleri, dulları doyurmaktır. Yetîmen zâ makrabeh(makrabetin). BELED-15.ayet.

أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ Yahut ezilmiş, boynu bükük, toprakta sürünen bir yoksulu. Ev miskînen zâ metrabeh(metrabetin). BELED-16.ayet.

ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ Sonra da birbirlerine sabır ve merhamet tavsiye eden mü’minlerden olmaktır. Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhame(merhameti). BELED-17.ayet.