ATEŞLE DAĞLANMAK- Gazi KARABULUT

ATEŞLE DAĞLANMAK!

Nasıl bir feryat yüreğimdeki ahı sahibine ulaştırır bilmiyorum?

Bu kaçıncı veda kaçıncı ölüm? Kaçıncı yarım kalan bir aşkın hikayesi.

Bu yarayı neyle saracağız? Ateşle mi dağlayacağız? Ömürlere vurulan ölümlü mühürlerin isyanı hangi kulaklarda isyanlı çığlıklarla yankılanmalı?

Kaçıncı kanlı klavye yazıları yazacağız daha?

Sürgün sevdalarımızın akşamlarında söylediğimiz memleket türkülerini andıran zihnimizdeki suallerin cevabını nerede bulabileceğiz?

Kim “dur” diyecek akan yiğitlerin temiz kanına? Kahpelerin kalleş pusularının hesabı ne zaman ve nasıl sorulacak?

Ciğerimize saplanan hançerin, yüreğimize oturan kurşunun hesabı kime sorulacak?

Bir bozgun yatağı haline getirilip vatan evlatlarının yem edildiği demler, kahpelerin kalleşliklerine kurban edilmemelidir.

Ömür törpüsü cellatlığına soyunan şerefsizlerin, satılmış devşirmelerin, okyanus ötesi senaryoların projeleri yön vermemeli memleketimin geleceğine…

Sonbahar ortasındaki zemherili yazılar, gözlere bakar bakmaz ıslanmaya sebep oluyor ve sağın kahpe solun hain dolu olduğu demleri yaşıyorsak, bozkurt ruhlu asillerin artık son sözü söylemesi gerekmektedir.

O son söz!
Deli dolu, yüreği, karşılıksız sevgisi ile Estergon yüceliğindeki ülkü devlerinindir.

Bir deli sevdanın coşkun dalgalı yiğitleri sahip çıkmalı kutlu vatan ülkemizin ülkülerine…
Yere düşen yiğitlerin yürek yaraları adına…

Artık “yürü” dediğinde dağları yürüten, “dur” dediklerinde kalpleri durduran Alpaslan kükremesi sarmalı yurdun dört bir yanını.

“Yurt” deyip yurt ve şeref uğruna şehit düşen yiğitlerimiz için, gür sesleri ülkeyi bürüyen ülkü devleri söylemeli son sözü.

Bir iman ateşi sarmalı milletimizin yüreğini. Bilmeli ki kahpe eller yıkamaz bizi kalleş birliktelikleri ile…

Tarih şahit ki kanla alınan bu topraklar ve nice ateşli namlular bizim hürriyet sevdamıza halel getirememiştir hiçbir devirde…

Ülkemin bağrına düşen yiğitler!

Duamız sizinle beraber olduğu gibi sevdanız için ölümü de sizinle beraber tatmaya hazır olduğumuzu bilin ve o rahatlıkla uyuyun cennet bahçesini seyrettiğiniz gül bahçesi kabrinizde…

Son zamanlarda yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki ülkemizin ve coğrafyamızın geleceği için Ülkücülerin; birlik şuuru ile bölücülüğe karşı büyük bir mücadeleyi, vatan toprağının her karışında planlı olarak uygulaması gerekmektedir.

Artık insani, İslami ve milli duruşlarla meselelere çözüm üreten bu hareketin mensupları, idrak ettiği mesuliyet adına memleketin her köşesine ve her ferdine ulaşmalıdır.