Bahçeli: “Allah dostları, İslam’la Aldatmaya Suskun Kalmamalı…”

ZALİMİN ZULMÜNE SEYİRCİ KALAN ÂLİM, ÂLİM DEĞİLDİR

***
M. Günay SIDDIKOĞLU

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Samimi din âlimlerimiz, kâmil ve Allah dostu velilerimiz, üniversitelerin ilâhiyat fakültelerinde görev yapan muhterem öğretim üyelerimiz, Başbakan’ın İslâm’la aldatmasına, ahkâm kesmesine, fetvalar vermesine, nereye kadar suskun kalacaklardır?” diye soruyor.

Sayın Bahçeli sorularına şu şekilde devam ediyor:
“Besmele çekerek oyunları bozduklarını söyleyen Başbakan, Amerikan askerlerine dua ettiği, küresel kanlı projelere eşbaşkanlık yaptığı zamanları ne çabuk unutmuştur..”
Bizim de bunlara ekleyeceklerimiz ve başbakana sorulan bu sorulara ilave edeceklerimiz elbette vardır.
“Ya Allah Bismillah diyerek kilise açtığın, Zinayı suç olmaktan çıkardığın, fâize dünya gerçeğidir dediğin, Türkiye’de laiklik düşmanlığı yapıp, Arap ülkelerinde lâiklik propagandası yaptığın, şehide kelle, Apo’ya sayın dediğin, milleti 36 etnik parçaya böldüğün günleri ne çabuk unuttunuz?”
Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz kıyamete yakın AKP benzeri dini siyasete ve midesine alet edecek bir takım gurupların çıkacağını bildirerek ”Onların sözleri şekerden tatlıdır fakat içlerinde canavar gizlidir” diyerek bizleri bu tehlikeye karşı uyarıyor:
Ebu Hureyrenin nakline göre Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Kıyamete yakın bir takım topluluklar türeyecek, bunlar dini vasıta kılarak dünyayı yiyecek, dini midesine alet edecek. Sözleri şekerden tatlıdır. Fakat kalplerinde birer canavar gizlenmiştir. Adalet-i ilahiyenin tecelli edeceği gün Allah (cc) onlara şöyle hitap edecektir: ‘ Siz benimle mi gururua kapıldınız, yoksa bana karşı mı cüretkar davrandınız “ (Tirmizi) (Celal Yıldırım, İslam Ahlakından Parlak Sahifeler, 27)

İyiliği emretmek, kötülüğe engel olmak her Müslüman üzerine farzdır; özelde ise İslâm âlimlerinin en başta gelen görevlerindendir. “Hakkın karşısında susan dilsiz şeytandır” buyuran Peygamberimiz bu görevlerini yerine getirmeyen âlimlere “Ben onlardan değilim, Onlar da benden değildirler” dedikten sonra şöyle buyuruyor:
“Benden sonra yalan söyleyen ve zulmeden emîrler (idareciler) olacaktır. Bu bakımdan onların yalanlarını tasdik eden ve onların zulümlerinin yardımcısı olan herhangi bir kimse benden olmadığı gibi, ben de o kimseden değilim. (Aramızda herhangi bir rabıta yoktur) ve böyle bir kimse (kıyâmet gününde) havz-ı kevsere varamayacaktır.” (Nesâî,Tirmizî Hâkim, (Ka’b b. Ucre’den)

“Âlimler, devlet büyüklerinin haksız işlerine âlet olmadıkları ve dünyevi menfaatlere boyun eğmedikleri müddetçe Allah’ın kulları üzerinde Peygamber eminleri ve vekilleridirler.” Şanlı Peygamberimiz, sonra şöyle devam ederler: “Dünyevi menfaatlere boyun eğdikleri anda ise peygamberlere ihanet etmiş olurlar. Bu takdirde, onlardan ayrılınız, kendilerinden sakınınız.” (Ebulleys Semerkandi, Tenbih ül Gafilin tercümesi -Gafletten Kurtuluş, Yaman Arıkan, cilt 2; sf.655, Ukayli, İ.Gazali, İhya cilt:1))

İslâm’a göre âlimler ve eğitimciler, sadece Hakk’ın ve hakikatin emrindedirler. Onlar siyasete, politikaya alet olamazlar, ilmi ve dini gerçekleri dünyevi çıkarlar için değiştiremez, dini siyasi çıkarlara ve dünyevi menfaatlere alet edemez, hak ve hakikatleri gizleyip, görmezden gelemezler.

Bu tür âlimleri Cenâb-ı Hak şöyle uyarır:

“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de (yani makam ve mevkilerini, paralarını, dünyevi çıkarlarını düşünerek Allah’ın emrettiklerini söylemeyenler, susanlar) bununla biraz para alanlar (var ya) gerçekten karınları dolusu ateşten başka bir şey yemezler. Kıyamet günü Allah onlara ne söz söyler, ne de kendilerini temize çıkarır. Onlara sadece acı veren bir azab vardır.” (Bakara:174)

İyiliği emretmeyen ve kötülüğe engel olmayan bir toplum üzerine Allah’ın rahmeti inmez. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Ya iyiliği emreder, kötülüğe engel olursunuz, ya da Allah içinizden şerlileri başınıza musallat eder. Sonra içinizdeki iyiler kurtuluşunuz için dua ederler, ama onların duası da kabul olmaz.”
Peygamberimiz “İlmin kalkması kıyamet alametlerindendir” (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 71) buyuruyor.
Âlimlerin yetişmemesi, ilmin unutulması, insanların ilimleri ile amil olmamaları bir çeşit kıyamet demek olan değerler ve mefhumlar kargaşasını beraberinde getirecek, dünyanın düzeni, insanların aralarındaki münasebetleri bozulacaktır. Hazret-i Rasûlüllah bunu şöyle izah ediyor: “İlmin kalkması ilim adamı yetişmemesindendir”… “Allah ilmi insanların kafasından söküp atacak değildir. İlmin kalkması, ilim adamlarının ortadan çekilmesi ile vaki olacak, ortada âlim kalmayınca halka cahiller önderlik edeceklerdir”. (Buhârî Tecrîd-i sarîh: 2174)
Sayın Erdoğan siyasi çıkarları uğruna yüce dinimizi istismar ediyor; toplumu kutuplaştırıyor, çatışmaları körüklüyor.
Sevgili Peygamberimiz “Bölücülük yapan bizden değildir” (Camiussağir, Men maddesi) buyuruyor.

Bu vatanın, bu milletin birlik bütünlüğünü, Ehlisünnet velcemaat anlayışını savunmak, doğruları söylemek sadece MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görevi değildir. Bu noktada İslâm âlimlerine, Allah dostlarına, Hocaefendilere ve aydınlarımıza da büyük görevler düşmektedir.

Şunu asla unutmayalım ki, Devlet Bahçeli’nin çağrısına cevap vermeyen ve görevlerini yerine getirmeyen alimler itibarlarını düşürmekle kalmayıp; Sevgili Peygamberimizin “Ben onlardan değilim, onlar da benden değildirler” hitabının muhatabı olurlar..