Gültekin ÖZTÜRK: “YA SABIR…”

Şer güçlerin organizesiyle son günlerde Türk milliyetçilerine yapılan saldırıların amacını İntikam duygularını kamçılayıp Ülkücüleri sokak çatışmaları içine çekerek terörize etmek ve MHP’yi tasarladıkları iç savaşın tarafı haline getirmek” şeklinde ifade edebiliriz.

Sevindirici olan, bu amacın farkında olan MHP yönetiminin, her zamanki gibi gayet duyarlı davranıp ihanet odaklarının planını geçmişte olduğu gibi bugün de bozmuş olmasıdır.

Öteden beri Devlet Bahçeli ve ekibinin, Ülkücüleri sokak kavgalarından uzak tutmak konusundaki kararlı duruşu bilinmektedir. İç savaş kurgulayan bu kardeş kavgası kışkırtıcısı şer odakları, MHP ve Ülkücülerin bu duruşunu bilerek tahriklerini sürdürmektedirler.

Ülkücülerin sokak kavgasına girmeyeceğini, demokratik duruşlarını değiştirmeyeceklerini bilerek Ülkücüleri ısrarla tahrik etmeye çalışmalarının sebebi bazı Ülküdaşlarımızın söylemlerinden dolayı “bu duruşu bozabilir, değiştirebiliriz” diye düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.

Üniversitelerde, miting alanlarında, Gezi Parkı protestolarında devlet ve millet düşmanları var güçleriyle Ülkücüleri terörize etmeye çalıştılar ama çok şükür Ülkücüler bu oyuna gelmediler. Fitne erbabı maksada ulaşmak için nihayet Ülkücü kanı akıtmaya kadar işi görüp Cengiz Akyıldız kardeşimizi kahpece katlettiler.

Peki, şer güçlerin seçim arifesinde bu cinayeti tezgâhlamakla amaçları, hedefleri ne olabilir?

Bu sorunun cevabı çok açıktır ve hedefleri, amaçları bellidir; Seçim bürosunda işlenen menfur cinayet karşısında mensuplarından sabır ve itidal isteyen MHP yönetimi ile intikam isteyen isyan halindeki Ülkücüleri birbirine düşürmektir. İntikam duygusu ile galeyana gelmiş Ülkücüler, sokak hareketlerine izin vermeyen yöneticilerini pasiflikle suçlayacak ve Ülkücüler arasında bir iç çatışma yaratılacaktır.

İşte şer güçlerin endişe veren hesabı, kitabı budur.

Yaşananlar, gelecekte daha vahim olaylar yaşayabileceğimiz hususunda çok ciddi endişe duymama sebep olmaktadır. Hesap bellidir ve Ülkücüler bu hesabı bozdukları gibi yeni tertipleri de bozmak için uyanık durmak zorundadır.

Cennet mekân dava arkadaşım/şehidimiz Cengiz Akyıldız’ın kahpece katledilmesi karşısında hükümetin, medyanın, sözde aydınların ve Büyükçekmece Adliyesi önünde polisin tutumu, endişelerimde ne kadar haklı olduğumu göstermeye yeter kanıtlardır.

Güç odaklarının seçimler arifesinde Ülkücülerin karıştığı olaylar çıkartarak Ülkücüleri itibarsızlaştırıp MHP’nin yükselişini önlemek planı, çok şükür teşkilatlarımızın basiretli duruşu sayesinde bir kez daha bozulmuştur.

Evet, MHP’nin yükselişinden korkanlar uygulamaya koydukları alçakça saldırılar ve entrikalarla, zaten bilinen hedeflerini/amaçlarını açık etmiş ve püskürtülmüşlerdir.

40 sene önce Cennet mekân bir Ülküdaşımızın cenazesinde şehidimizin evine gitmiştim. Yüreği yanık anası perişan vaziyette ağlarken “Allah sabır versin anacığım” diye ailenin acısına ortak olmaya çalışmıştım. Şehidimizin Anası “Ateş düştüğü yeri yakıyor oğul, yüreğim yanıyor nasıl dayanırım..” diyerek elindeki resmi öpüp ağıt yakmaya devam etmişti. Zaten çok doluydum, dayanamadım ve hıçkırıklara boğuldum. Ağıt yakan annemizin yanına çökerek elini öptüm ve intikam yemini ederek ok gibi sokağa doğru fırladım. Hiç unutmam il başkanımız zor tutmuştu beni. Eğer zorunlu bina nöbeti verilmeseydi ne yapardım Allah bilir.

Anılarımı anlatmayı sevmem bu bir ilk. Televizyonda Cengiz’imizin cenazesindeki feryadı izlerken binlerce Ülküdaşımın 40 yıl önceki aynı “Ben” olduklarını gördüğüm için uyarı amacıyla bu hatıramı anlatmak istedim.

Cenaze sırasında ve sonrasında “İntikam yemini” eden seslerini duydum. Cengiz Ağabeylerinin peşinden ölüme koşmaya hazır olduklarını hissetim. Lakin tecrübelerimle haneye ateş düşürenlerin hesabını bildiğim ve vakur olmak, dayanmak gerektiğine inandığım için “Allah, Ülküdaşlarıma sabır versin” diye dua ettim.

“Bu ateşin bütün haneleri kuşatıp yakmasını önlemek için sabır, metanet, vakur içinde olmak gerek” diyen lideri, teşkilat başkanlarını, yöneticilerini bir kez daha takdir ettim.

İşte Ülkücü/Ülkücülük budur, bu olmak zorundadır. Allah, şehitlerimizin intikamını 30 Mart’ta sandıkta alabilmeyi nasip etsin.

Şehidimiz Cengiz Akyıldız’a Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine sabır, Ülküdaşlarıma dayanma ve direnme gücü vermesini dilerim.

Cengiz Kardeşimizin mekânın Cennet, Türk milleti ebediyen var olsun.

 Tanrı Türk’ü Korusun!

 

Gültekin Öztürk/Tarihçi-Yazar