Şekûr TURAN: Türkiye Cumhuriyeti ve Doğu Türkistan

Türkiye Cumhuriyeti

ve Doğu Türkistan

 

A. Şekûr TURAN

 

Doğu Türkistan bugünkü ismiyle «Çin Halk Cumhuriyeti Uygur Otonom» bölgesinde yaşayan Uygur Türkleri, Anadolu’da yaşayan Türkiye Türkleriyle yalnız ırkı bağlarla bağlı değillerdir. Kısa müddetle de olsa aynı bayrağı ve aynı Halifeyi paylaşmışlardır.
1875 senesinde Doğu Türkistan’da hükümet
kuran Yakup Bey (Bedevlet-Atalik Gazi) kurduğu devleti zamanın halifesi Sultan Abdülaziz Han’a bağlamış ve Sultan Abdülaziz namına
hutbe okutmuş, sikke bastırmıştır. Yakup Bey’e İstanbul’dan müşavir olarak gönderilen Mehmet Atuf Bey, Yakup Bey Hükümetinin merkezi
olan Kaşgar’da kaldığı süre içersinde araştırmalar yapmış ve neticede «Kaşgar Tarihi ve Bai.si Hayret Ahvali Garibesi» namında bir kitap hazırlamış ve 1884 senesinde İstanbul’da bastırmıştır. Bu eser Doğu Türkistan hakkında Türkiye’de basılan ilk eser olarak büyük önem
taşımaktadır. Yakup Bey’in kurduğu hükümet
yıkıldıktan sonra da Doğu Türkistan cami’lerinde Sultan Abdülaziz namına hutbe okunmasının
1930 senesine kadar devam ettiğini bazı kişilerden çeşitli vesilelerle duymuştum.
Birinci Dünya Harbi arifesinde İttihat ve
Terakki Partisi liderlerinden Talat Paşa Doğu
Türkistan meselesiyle ilgilenmiş, oraya öğretmen olarak Giritli Ahmet Kemâl (İlikul) namında birini öğretmen olarak göndermiştir. Aynı zamanda aslen Doğu Türkistanlı olup İstanbul’da Askeri Tıbbiyeyi bitiren Mesut Sabri (Baykozu) bey’i de
yollamıştır. Ahmet Kemâl Bey, Doğu Türkistan’ın Kaşgar vilâyetinde öğretmenlik yapmış, yerli ahaliye Türkiye’yi tanıtmak için gayret
sarfetmiştir. Bu zat Türkiye’ye döndükten sonra. Doğu Türkistanda gördüklerini ve faaliyetlerini «Çin-Türkistan Hatıraları» namı altında
1925 senesinde lzmirdc bastırmıştır. Aynı eser 1955 senesinde bazı ilâvelerle tekrar basılmıştır. Bu kitabın önemine binaen tekrar basılmasında yarar vardır.

1930 senesinde Doğu Türkistan’ın Kumul vilâyetinde başlayıp, Doğu Türkistan’ın bütün bölgesine yayılan ve neticede Şarkî Türkistan
Cumhuriyeti kurulan büyük savaşta Türkiye’den giden subayların da bulunması bir tesadüf değildir. 1963 senesinde bu subaylardan İsmail
Hakkı Bey’le İzmir’de tanışmak fırsatım bulmuştum. Doğu Türkistan halkı hakkında iyi şeyler söylememekle beraber gidiş sebebini anlatmıştı. Aynı zamanda Doğu Türkistan’dan beraberinde getirdiği gazete v.s. gibi dünyada tek olması lazım gelen bazı şeyleri de hediye etmişti. ölmüşse Allah rahmet eylesin!..
Aynı tarihlerde İstanbul’da diş doktorluğu yapan Mecdettin Ahmet Bey de işini bırakıp Doğu Türkistan’a koşanlar arasında idi. Mecdettin
Ahmet Bey Türkiye’ye döndükten sonra oradaki faaliyetlerini ve gördüklerini «Yaş Türkistan» Dergisinde neşretmiştir. Diğer subayların
bir kısmı şehit olmuşlar, Türkiye’ye dönebilenler bir şey yazmadığı gibi susmayı tercih etmiştir.
Atatürk Türkiyesi’nde bu subayların ve doktorların kendi başlarına Doğu Türkistan gibi uzak bir bölgeye gitmeleri, savaşmaları maddî açıdan imkânsız olduğu gibi siyasî yönden de daha çok imkânsız bir hadisedir. Tarihçilerimiz bu konu üzerinde duracak olurlarsa, Türk
tarihi açısından yeni bazı bilgiler elde edeceklerdir.
1945 senesinde Doğu Türkistan’ın Gulca vilâyetinde başlayan ayaklanma neticesi, Doğu Türkistan’da kısmen de olsa muhtariyet elde

(…)

karşı ayaklandırmıştır. Bu ayaklanma neticesinde binlerce Türk ölmüş, onbinlercesi Sovyet Rusya’ya sığınmıştır. Bu defa da gene zararlı
çıkan Türkler olmuştur. Ruslar kendilerine sığınan Türkleri kendi emelleri doğrultusunda hizmet ettirerek, Kazakistan’da, Kızılçin’e karşı
gazete ve diğer yayınlar kanaliyle kullanmaktadırlar. Onların çıkardığı «Bizning Veten» gazetesi Türkiyemize kadar sokulmuştur.
Amerikalılar, 30 senedenberi kendi yayın organları olan Almanya’daki Radio Liberty» de Kızılçin aleyhinde Uygur Türkçesi’yle yayın yapıp, Uygur Türkleri’nin sempatisini kazandığı gibi Mao rejimini de yeriyordu. Şimdi, bu Uygurca yayın durdurulmuş, spikeri de Doğu Türkistan gezisine yollanmıştır. Böylece Amerika’nın da kendi çıkarları için Türkler’i kullanmaya çalıştığı açıkça anlatılmış bulunmaktadır.
Difer taraftan Suudi Arabistan hükümeti de Doğu Türkistan Türkü’nü islamî yönden ele alarak, Haziran 1981 de Mekke imamı’nın başkanlığında bir heyeti Doğu Türkistan’a gönderip oradaki cami ve kutsal yerlerin onarımı için yarım milyon dolar yardımda bulunmuştur. Yani Suudi Arabistan’da Doğu Türkistanla alakalıdır.
Bunların yanısıra Formoza’daki Milliyetçi Çin hükümeti de Doğu Türkistan Türkü’ne şirin gözükme çabası içindedir. Bunun için Türk vatandaşı, bazı Türkistanlılar’a mebus maaşı ödemek, Formoza’ya talebe götürüp okutmak ve bir de Çinçe – Uygurca «Han Tanrı» isimli mecmua vasıtasıyle eski yaptığı zulmü unutturmak istemektedir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE DOĞU TÜRKİSTAN

YUNUS BUĞRA YILMAZ BELGELİĞİNDEN
DOĞU TÜRKİSTAN
AYLIK DERGİ
SAYI:18
SAHİBİ VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: İSMAİL CENGİZ
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ: AHMET AYDINLI
TARİH: OCAK 1982
YAYIN YERİ: İSTANBUL