Tarık BUĞRA: KOLAYLAŞTIRMA İHANETİ

KOLAYLAŞTIRMA

İHANETİ

TARIK BUĞRA

Eğitim ve öğretimde kolaylaştırma ihânetin ta kendisidir. Bizim eğitim ve öğretim sorumlularımız da yıllardan beri bu yola sapmış görünüyorlar:

TÖRE dergisinin geçen sayısında bir karikatür vardı : Haşmetmeab nutuk atıyor ve; “Ülkemin içinde bir tek cahil kalsın istemem. Kalmayacak da. Bunun için yarın sabah bütün vatandaşlarıma birer diploma dağıtılacaktır” gibi birşeyler söylüyordu. Durum Türkiye’mizde bu sefalete doğru hızla yol almaktadır. Eğitim ve öğretimin bütün basamaklarında öğrencilere nerdeyse zorla diploma verilecek. Sınıfta kalma veya okuyamaz hükmünü alma diye birşey kalmamak üzeredir. Bu da insan’a ve topluma ihanetin -evet- ta kendisidir.

Hem de nasıl iğrenç bir yutturmaca ile !

Aklı ermeyen velilere ve insan tabiatı gereğince kolaya meyleden çocuklarımıza -bir de, yâni ihanetin üstüne- hoş görünerek… demagojilerin en çürütücüsüne başvurarak.

Bu çirkin oyun yıllarca önce bir “mutlu azınlık” masalıyla körüklenmiş ve başlatılmıştır. Aslında ise tutulan yol “mutlu azınlık” denilen sınıfın en gaddar girişimlerinden birisidir.

Zira kötü eğitilen ve bilgisiz yetiştirilen insan, orta veya yüksek öğrenim görmeyen, ama Tanrı vergisi sağduyu ve sağ düşünceyi kötü eğitimde yozlaştırmamış insandan çok daha kolay boyunduruğa alınır; sömürüye çok daha yatkındır.

Kısacası, “mutlu azınlık kendi soyunu en iyi eğitim ve öğretim kuruluşlarında, eğitim ve öğrenimin gerektirdiği çetin yetişme ortamı içinde bir “hâkim sınıf” olarak hazırlayacak, senin, benim çocuklarımız da sadece adı okul olan “yol geçen hanları”nda, bilgice de, görgüce de, zihni gelişme yönünden de ötekilere mahkûm hale getirilecek!

Bugünkü iktidar, her ilde bir üniversite sloganı ile en tehlikeli demagojinin batağına yönelmiş bulunuyor. Halk’ı tavlamanın bu kadar insafsızı görülmüş şey değildir; çünkü öğretim üyeleri, eğitim ve öğretim araçları, gereçleri, laboratuvarları, kütüphaneleri -en azından- çağın ortalamasına göre temin edilmeden açılacak her fakülte “üniversite” kavramına ve üniversiteden, yüksek eğitimden umulan yararlara -kelimenin hakiki anlamı ile- ihanettir, sabotajdır… Türkiye’yi onlardan beklenenlere ebediyen yoksun bırakmak kastına eşittir.

Demagojinin korkusuzluğunu önlemek için tekrarlayalım: Kendileri çocuklarını Dünya’nın en mükemmel üniversitelerinde ve oralara gene en mükemmel kolejlerde hazırlanmış olarak gönderecekler, sıra benim insanlarıma gelince “al sana diploma” diye, iyi yetişmemişlikleri ve eğitilmemişlikleri ile onlara mahkûm düşürülecek!

Çağ değişti : Düne kadar okuyanlara zır cahiller ehram -veya gökdelen- ameleliği yapıyordu; yarının bu çeşit ameleleri yalan yanlış okutulmuş, en kolayından diplomalar edinmiş zavallılar olacak, ötekilerin para ile avutuldukları gibi, bunlar da aslı astarı olmayan, hakikatte beş para etmeyen unvanlarla, etiketlerle uyutulacaktır.

Eğitim ve öğretimi kolaylaştırmak için çabalayanlara kuşku ile bakınız. Bunu da kendinizi saydığınız, toplumumuzu sevdiğiniz ölçüde yapınız. İnsanı insan yapan eğitim ve öğretim zordur; bunu biliniz, öylesini isteyiniz.


(TÖRE, 38:12-13, Temmuz, 1974)