Nurullah ÇETİN: KİTAP MEDENİYETİNİN ÇOCUKLARI

Bugün 9 Ağustos Dünya Kitapseverler Günü:

KİTAP MEDENİYETİNİN ÇOCUKLARI, KİTABA DÖNÜN!
Nurullah Çetin

Biz, kadim Müslüman Türk milleti olarak kitap medeniyetinin çocuklarıyız. Biz, uzun tarihimiz boyunca ilk ve tek kitabımız olan Kur’an merkezli büyük ve muhteşem bir Türk-İslâm kültür ve medeniyeti inşa ettik. Yazdığımız bütün kitaplar bir kitabı, tek gerçek kitabı, tek doğru kitabı, tek eksiksiz kitabı, tek ebedî ve ezelî kitabı, rehberimiz Kur’an’ı anlamaya hizmet ettiği ölçüde anlamlıdır.

Kutadgu Bilig de böyledir, Ahmed Yesevi’nin de, Hacı Bektaş Veli’nin de, Yunus’un da, Mevlana’nın da, Fuzulî’nin de, Şeyh Galib’in de, başkalarının da şiirleri hep tek kitap Kur’an’ı anlamaya ve anlamlandırmaya dönüktür.
Kitap yani Kur’an, bizim için Ümmü’l-Kitab yani Ana Kitap’tır, çok yücedir, hüküm ve hikmet doludur. (Zuhruf, 43/4)

Okumak, Kur’an’ın ilk emri. Biz ancak okuyarak tekâmül ederiz. Kâinat kitabını, hayat kitabını, varlıklar kitabını, zaman kitabını, toplum kitabını, kendi hayat kitabımızı ve Kur’an’ımızı okuyarak insan oluşumuzu tamamlayabiliriz.

Kitap okumak, aynı zamanda kitap yazmaktır. Kitap yazmak, okunanların zihnimizde yeni ve özgün bir terkibe dönüşerek yeniden üretimidir. Kitap, akıl, zihin, duygu, düşünce, muhakeme ürünü olan insanın en değerli varlığıdır. İnsanın en değerli meyvesidir bilim, sanat, edebiyat. Kişi, bütün ömrünü, zamanını, enerjisini, aklını, fikrini, beynini, ruhunu verir bunları üretmek için.

Okumanın, okuyarak gelişmenin, okuyarak insan ve millet olmanın, okuyarak kalkınmanın, okuyarak bilgilenmenin ve bilinçlenmenin önemini müdrik bir kültür toplumu haline dönüşmemiz lazım.

Anadolu’da en ağır suçlama “kitapsız” itabıdır. Kitapsız yani Allah’sız, dinsiz, merhametsiz, beyinsiz, zararlı, tehlikeli. Bu itab, içinde her türlü olumsuz değeri barındırıyor. Demek ki kişi kitapla, kitabın kılavuzluğuyla, kitabın değerlerini hayatının merkezine koymasıyla insan olabilir.

Kişi ancak okuyarak, düşünerek, okuduklarını uygulayarak insan olabilir. Okumayan adam, salt nefsinin istekleri doğrultusunda hayatını tanzim eden kişidir ki bu, onu insan olmaktan uzak tutar ve tam da halkımızın “kitapsız” dediği ucube bir yaratığa dönüştürür. Biz okuyarak medenî olabilir, okuyarak hayatımızı, duygu, düşünce ve hayallerimizi nizama sokabiliriz. Medeniyet de nizam demektir zaten.

Biz Müslümanların hayat, dünya, varlık, zaman, mekân, toplum anlayışının merkezî yönlendirici unsuru kitaptır yani Kur’an’dır. Kur’an’a el basılır, Kur’an’a yemin edilir; bu en büyük güvencedir, tek dayanaktır.

Biz Kur’an’ı, Allah’tan geldiğinde hiçbir şüphe bulunmayan bir kitap biliriz ve bu kitabın sakınanlar için hidayet kaynağı olduğuna inanırız (Bakara 2/2). Kitap yani Kur’an, bize göre Allah’ın insanlar arasında doğru hükmetmesi için peygambere indirdiği bir kitaptır (Nisâ 4/105). Biz Kitabın yani Kur’an’ın insanları karanlıklardan aydınlığa, Allah’ın yoluna çıkarması için peygambere indirilen bir kitap olduğuna (İbrâhîm 14/1) inanırız.

Kitap yani Kur’an Allah’ın katından zorlu bir cezayla uyarmak ve erdemli davranışlarda bulunan müminlere hak ettikleri güzel karşılığı müjdelemek için gelmiştir (Kehf, 17/2). Kitap yani Kur’an, bizim için, içinde her türden uyarının apaçık dile getirildiği bir kitaptır.

İnsanlar bunu okuyarak Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşırlar; yahut bu kitap, onlarda yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana getirir (Tâhâ, 24/113). Kitap yani Kur’an, inananlar için bir yol gösterici ve bir müjdedir (Neml, 27/2). Kitap yani Kur’an, insanlara hidayet olsun diye (Bakara, 2/2) gelmiştir. Yani insanlara doğru yol ve yön göstermek, bilgilerini artırmak ve bilinçlerini açmak için gelmiştir. Kitap yani Kur’an hayatın ruhu, varlığın ışığıdır.

Yüzyıllar boyunca kitaba olağanüstü bir saygı gösteren, onu el üstünde, duvarının en üst köşesinde süslü kılıflar içinde tutan, ayakları ona gelecek şekilde yatmayan, kitabın bilgisine sahip olan hocalara evladını “eti senin, kemiği benim” diye tam bir güvenle teslim eden Türk milletinin torunları, bugün kitaptan uzaklaştırılıyor. Kitap okumak, fuzulî bir iş olarak telakki ediliyor, her şey bilgisayarda var denilerek Türk çocukları dijital troyka hapishanesinde yani telefon-televizyon-bilgisayar tuzağında telef ediliyor.

Kitabın yerini hiçbir şey tutmaz. Bilginin en sağlam kaynağı kitaptır. Biz kitap okurken aslında diri bir idrakle okuduklarımızı hem öğreniriz, hem eleştiririz, hem yargılarız, hem onlardan hareketle yeni terkiplere ulaşırız, okuduklarımız bizde yeni çağrışımlar uyandırır. Dolayısıyla okurken kendimize has özel bir dünya oluşturur, o dünyanın içinde kendimizi, benliğimizi, kimliğimizi yeniden inşa ederiz.

Bizden başka her millet, kitabı hayatının merkezine almıştır. Bizden başka her millet, çok kitap okur, kitapla çok haşir neşirdir. Biz ise gittikçe kitaptan uzaklaşıyoruz yani gittikçe çoraklaşıyor, gittikçe yavanlaşıyor, gittikçe sıradanlaşıyor, gittikçe bilgi ve bilinç fukarası bir sürüye dönüşüyoruz.

Her gün beş on lira sigaraya para veriyoruz, ama ayda bir kitap için elimiz cebimize gitmiyor. Çoluğu çocuğu, kızı oğlanı, zengini fakiri milletimizin büyük çoğunluğu, her gün beş on lira emperyalist sigara patronlarına, kaçak içiyorsa PKK’ya gönüllü haraç veriyor. Üstelik hem kendini, hem bizi zehirliyor.

Ama insanımız, bırakın sıradan halkı, üniversite öğrencisi bile kendisini adam edecek, aydınlığa, özgürlüğe, huzura kavuşturacak, emperyalizme karşı istiklal ruhu kazandıracak kitaba para vermiyor. Bu durum, bizim hem fert, hem de millet olarak yok oluşumuzu hazırlayan bir zemindir.

Okumayan toplumlar, emperyalist akbabalar tarafından kolayca sömürülebilir, güdülebilir, yönlendirilebilir. Okuyan, öğrenen, bilen, düşünen insan, bağımsızlığını sağlamış demektir. Hem ferdî hem de millî istiklalimiz okumamıza bağlıdır. Ruhumuzun, gönlümüzün, kalbimizin yanlış inanç ve fikirlerden istiklali ancak okuyarak doğru, hakiki bilgiyle temas ederek mümkün olur. Milletimizin istiklali de yine okumak, millî varlığımızı devam ettirecek bilgiye sahip olmak ve o bilgiyi uygulamakla mümkün olur.

Kitap medeniyetinin çocukları, kitaba dönün. Haçlı-Siyonist emperyalizmi tarafından esir edilmiş Türk milleti! İstiklâlini ancak kitapla kazanabilirsin.

Okumanız Dileğiyle Yayınlanmış Bazı Kitaplarım:

1.Behçet Necatigil, Hayatı, Sanatı ve Eserleri (1997),
2.Şiir Çözümleme Yöntemi (2004),
3.Roman Çözümleme Yöntemi (2004),
4. Yeni Türk Şiirinde Geleneğin İzleri (2004),
5.Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Rubaî (2004),
6. Türk Şiirinde Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’un Fethi (2005),
7.Takma (Müstear) İsimler Sözlüğü (2006),
9.Şiir Tahlilleri I (2008),
10. İstiklal Marşımızı Anlamak (2010),
11. Emperyalizme Direnen Türk: Mehmet Âkif Ersoy (2012),
12.Edebiyat İncelemeleri (2012),
13.Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kadar Bizde Türk Edebiyatı Tarihleri (2012),
14.Kimliğimizi Yeniden İnşa (2012),
15.Kendini ve Allah’ı Arayan Adam: Necip Fazıl (2012),
16.Nesir Türleri (2012),
17.Prof. Dr. Nurullah Çetin’le Söyleşiler (2012),
18.Şiir İncelemeleri (2012),
19.Şiir Tahlilleri 2 (2012),
20.Yahya Kemal Kitabı (2012),
21.İnsan Hata Yapar (2012),
22.Türk’e Oryantalist Kuşatma (2014),
23.Türk-İslam Medeniyeti (2014),
24.Millî Kültür Davası (2014),
25.Etnik Siyaset ve Alevilik (2014),
26.Tahsin Nahit, Ahmet Vefa ve Şiirleri ( 2014),
27.Namık Kemal Renan Müdafaanamesi (2014),
28.Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı (2016),
29.İkinci Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı (2016),
30.İstiklalci Türk Yürüyüşü (2016),
31.Andımız ve Gençliğe Hitabeyi Anlamak (2016),
32.Türk Sorunu (2016),
33.Türk Hikâyesi Tahlilleri (2017),
34.Bayraklaşan Şair: Arif Nihat Asya (2017),
35.Çanakkale Savaşları ve Mehmet Akif,
36.Türkmeneli Türklüğü,
37.Türk Romanı Tahlilleri I,
38.Gerçek Hikayelerle İstiklal Marşımız,
39.Türk Edebiyatı Okumaları